17 Ekim 2011 Pazartesi

Anadolu mistiği : Ocaklılar Ocaklama

Ocaklılar
Ocaklama deyimi bir Anadolu mistiğinin (genelde şifayla, görüyle ve bazı büyüsel formülle uğraşan yaşlı bayanların) aileden gelen birine el vererek, ona sırlarını aktarmasıdır. Bu kişilere ocaklı denmektedir. Genelde yaşlı ocaklı, yeni doğmuş bebeği zeytinyağı ile kutsayarak, alın çakrasına enerji yüklemekte ve kendi büyüsel-görüsel yetilerini bebeğe aktarmaktadır. Burada okunan bazı dualarla zeytinyağı göz kapaklarına ve alnına dayanmakta ve nefes verilerek aktarım yapılmaktadır. Bu şekilde bir el verme işlemiyle kişinin ruhsal bağlantısı güçlenmekte ve ocaklayan kişinin tüm ruhsal hafızası-yetileri, bir sonraki nesle geçirilmektedir.
İçerisinde birçok Animist ve panteist geleneği de bulundurduğu için ocaklılara “Anadolu cadıları” deyimi de kullanılmaktadır. Bunun sebebi büyüsel yöntemlerdir ve cadılık prensiplerine çok benzer kuralların olmasıdır. Lakin bu Animist ve Panteist gelenek İslami motiflerle süslenmiştir. Ortaya tam anlamıyla farklı bir kültür çıkmıştır.

Kültür incelendiğinde Kuran'dan bazı sureler ve Animist inançlarla bezenmiştir. Bunların yanı sıra bolca tekerlemeler mevcuttur. Mesela uygulamalar arasında bir taş parçasının üzerine ocaklının içinden geçen tılsımı çizmesi, sonra üzerine İhlâs ve Fatiha surelerini okuyarak, fırına atması gibi işlemler bulunmaktadır. Bazen de bu Kuran’dan bir sure yerine, hızlıca söylenen ve uyaklı tekerlemeler olmaktadır.
Yukarıda da verilen örnekte olduğu gibi bu sihirsel uygulamalar, antik geleneklerdeki cadılık uygulamalarını bize hatırlatmaktadır. Bunun en temel sebebi eski Şamanik gelenekten günümüze gelmiş bilgiler içermesidir. Kamanaların yöntemlerini taşımaktadır. Her varlığın bir ruhu olduğuna inanılır ve genelde bu kişilerin başlarında, her varlığın ruhuyla kolayca konuşabilen "ana" denen kişilerden bahsedilir. Bu "ana" denen kişiler biraz önce de söylediğimiz gibi genelde Anadolu cadılarının başlarıdır ve antik dinlerdeki Tanrıça formuna denk gelmektedir. Söylencelere bakarsanız bazı anaların bedenli mi bedensiz mi olduğunu anlayamazsınız. Bunlar her şeyi bilen bilge varlıklardır.
Bazı ocaklı kültürlerinde ise Fatma Ana'dan bahsedilir. Fatma Ana ve onun eli, tılsım niteliğindedir ve her derde devadır. Onun eliyle görür, onun eliyle her işlerini yaparlar. El vermenin sembolleştirilmiş halidir. Bu el, şifa verir, her şeyi görür ve bilgeliğin anahtarıdır. Fatma ana, Hz. Muhammed’in sırrını taşıyan kızıdır.Hz. Fatma, Anadolu kültürünün birçoğunda temel taş olmaktadır.

Anadolu kültürü ve tarihi, insan yaşamı, bitki örtüsü, dağları, denizleri, gölleri ve akarsuları, mimarisi ve diğer folklorik ögeleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder